Amerika'nın Gerçek Yüzü
  1.Dünya savaşındaki sır
 

Esir askerlerimizin gözlerini kör ettiler

VAHŞET Birinci Dünya Savaşı’nda
gözlerden saklanan

 

ABD, Seydibeşir Usare Kampı’nda 15 bin Türk askerine yapılan zulmü hem dünyaya hem de Türkiye’ye unutturmaya çalışıyor.

 

Türk tarihi, çarpıtılmamış acı gerçeklerle dolu. Bunlardan biri de I. Dünya Savaşı sonunda esir düşen 150 bin Türk askerine, Ermeni kışkırtması sonucu İngilizler tarafından uygulanan zulüm. Bir çoğumuzun bile bilmediği bu olayda, insanlık adına utanç anları yaşanmıştı. Kendi ihanetlerini “soykırım” ambalajına sarıp dünyaya yutturmaya çalışan Ermeniler ve onlara çanak tutan ABD ve Batı, Seydibeşir Usare Kampı’nda 15 bin Türk askerine yapılan zulmü hem dünyaya, hem de Türkiye’ye unutturmaya çalışıyor. Korkunç vahşet şöyle gelişmişti:

Ermeniler tahrik etti
Birinci Dünya Savaşı’nda 150 bin askerimiz İngilizlere esir düşmüştü. Bir kısmı Mısır’ın İskenderiye şehri yakınlarındaki Seydibeşir Usare Kampı’nda hapsedildi. Kampta, 1918’de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen’in 48. Alayı’na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12 Haziran 1920 tarihine  kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, hakaret ve aşağılamaya maruz kalan askerlerimizin tercümanlığını Türkçe bilen Ermeniler yapıyordu. İngiliz komutanları Mehmetçiğe karşı kışkırtan Ermeniler, yalan-yanlış çevirilerle askerlerimizin işkence dolu günlerini daha da çekilmez hale getiriyorlardı. Kampta çok sayıda Türk askeri şehit düşmüştü.

Sağ kalanlara işkence
Savaş bittiği için sağ kalan esirleri teslim etmek gerekiyordu. Ancak kamptaki Ermeniler, Türk askerinin daha sonra yine savaşacağını söyleyerek İngiliz garnizon komutanını ikna etti. Çözüm toplu katliamdı. Bunun için bahane de hazırdı. Mikroplar kırılacaktı. Bunun için özel dezenfekte havuzları hazırlandı. Suya normalin çok üstünde krizol maddesi katıldı. Mikropların kırılması için askerlerimizden havuzlara girmesi istendi. Ancak Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile Mehmetçiğin havuzdan çıkmasına izin vermiyordu. Haşlanan askerimizi, süngülere rağmen suya başlarını sokmak istemedi. İşte o zaman İngilizler havaya ateş açmaya başladı. Çaresiz kalan askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktu. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmış, kavrulmuştu. Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.

 

Acı olay Meclis’te
İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM’de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek, Mısır’da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması için Meclis’in girişimde bulunmasını istedi. Ancak yeni bir savaştan çıkan Cumhuriyet’in kurulma aşamasında bu hesap unutuldu. Feci olay tarihin tozlu yaprakları arasında kaldı.

 

Amerika kışkırttı, Ermeniler katletti
Anadolu’da ABD tarafından kurulan okullarda yetiştirilen Ermeniler, masum vatandaşları hunharca öldürdü.

 

Osmanlı devletini parçalayarak tarih sahnesinden silmek isteyen başta ABD olmak üzere sömürgeci devletler, bu entrikalarında özellikle Ermenileri kullanmışlardı. 19. yüzyıl sonlarında Anadolu’da altın devirlerini yaşayan Ermeniler, ABD’nin bu topraklarda kurduğu okullar aracılığıyla kendilerini kışkırtması sonucu İstanbul’a kadar yayılan isyan hareketleri başlatmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin büyük bölümü, düşman kuvvetlerinin yanında Türklere karşı savaşmıştı. Cephe gerisinde de komitacı Ermeniler, kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmaksızın katliama girişmişler, yüzbinlerce Müslüman’ın hayatına kastederek Doğu Anadolu’yu bir harabe haline çevirmişlerdi. Anadolu dışında kurulan Hınçak, Taşnak, Ramgavar, Hınçak İhtilal Komitesi, Silahlılar Cemiyeti, Ermenistan’a Doğru Cemiyeti, Genç Ermenistan Cemiyeti, İttihat ve Halas Cemiyeti ve Karahaç Cemiyeti gibi örgütler, halkı silahlı ayaklanmaya sevk etmişlerdi.

Osmanlı iki cephede savaştı
Devletin bunları yatıştırmak ve durdurmak için aldığı tedbirler istismar edilmiş ve ABD’nin başını çektiği dış güçlerin tahrik ve vaatleriyle Ermeniler, Anadolu’yu parçalamaya çalışmıştı. Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı sırasında, Ermeni isyanının yoğun olduğu Doğu Anadolu’da, bir yandan cephede Rus ordularıyla, diğer yandan Ermeni kuvvetleriyle savaşmak zorunda kalmıştı.

 

Lord Curzon’a yazılan mektubu
Uğur Mumcu yayınlamıştı
Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, 1 Nisan 1984’te Cumhuriyet’teki köşesinde yayımladığı ve “Ermenilere daha 1900’lü yıllarda verilmeye başlanan ABD desteğini” yansıtan belgeler, ABD ve Ermeni diasporasının Türkiye aleyhtarı faaliyetlerinin geçmişini anlatıyor. Belgeler, ABD Kongresi’nde soykırım yalanını ortaya atanların amaçlarını olduğu kadar, ABD’nin Lozan Antlaşması’na niçin imza koymadığını da anlatmaya yetiyor. Güneri Civaoğlu’nun köşesine taşıdığı Mumcu’nun yazısında şu ifadeler yer alıyordu:

ABD hoşnut kalmaz
” Eğer Ermeni sorununun dünü, önceki günü karıştırılırsa, Amerikalı dostlarımız bundan hiç hoşnut kalmazlar. İsterseniz, bu konuda birkaç tarihsel belgenin satırbaşlarını aralayalım... İngiliz Kraliyet Matbaası tarafından basılan, Birinci Dünya Savaşı ile ilgili gizli belgeler, Erol Ulubelen tarafından Türkçeye çevrilmiş, önce Doğan Avcıoğlu’nun yönetimindeki Yön dergisinde yayınlanmış, daha sonra kitap olarak basılmıştır. İkinci basımı Çağdaş Yayınları tarafından yapılan “İngiliz Belgeleriyle Türkiye” kitabında, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin ABD’liler tarafından nasıl desteklenip kışkırtıldığını gösteren belgelere yer verilmiştir. Okuyalım:
Ermenistan’a himaye
Gizli Belge: S/735, belge no: 492
Amiral Webb’den Lord Curzon’a yazılan 19 Ağustos 1919 tarihli yazı: “Amerika, Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir Ermenistan’ı himaye edecek. Geri kalan
4 ili de Kürt devleti olarak İngilizlerin himayesine bırakıyor.”
Gizli Belge: S/60, belge no: 46
5 Nisan 1920 günü Mr. Lindsay’ın Washington’dan Lord Curzon’a yazdığı yazı: “Amerikan Senatosu, Ermenistan’ın mandası işini görüştü. 5 yılda 757 milyon dolar verecekler. Başlangıçta 50 bin kişilik bir ordu yollanacak, daha sonra 200 bin kişiye çıkarılacak. Amerika kuvvetlerinin başına General Zames G. Harbord getirilecek. Ayrıca bütün Türkiye’nin mandası için de görüşmeler yapılmaktadır.”
Silah ve mühimmat
Gizli Belge: S/71, belge no: 63
16 Mayıs 1920 günü Sir A. Gaddes’in Lord Curzon’a yazdığı yazı: “Amerikan hükümeti, Ermenistan’ın Adana da dahil korunmasını istiyor. Silah, cephane, demir yolu ve her türlü malzemeyi buraya sevk edecekler. ... Boşaltım, Karadeniz limanlarında Amerikan bahriyesi tarafından ve
Amerikan donanmasının
himayesinde yapılacak. Türklerin yapacağı en ufak bir hareket, Amerikalılar tarafından bastırılacaktır.”
Gizli Belge: S/81, belge no: 10
16 Şubat 1920 Londra Konferansı tutanaklarından bir başka parça: “Ermenistan’a 6 ilden başka Trabzon ve Adana da verilmelidir. (Fransa ise Adana’yı kendisi için istiyor.)”
Gizli Belge: S/300, belge no: 38
28 Şubat 1920 Londra Konferansı tutanaklarından bir parça:
“Mustafa Kemal, kendisini Erzurum Valisi ilan etmiş. Erzurum’un yeni kurulacak Ermeni devletine
katılacağı bir sırada bu çok anlamlı
bir harekettir. Bu adam olmasaydı, Ermenilerin bir şansı olurdu...”

 

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol